Evet,Ülke olarak kitap okuma alışkanlığımız,diğer gelişmekte olan ülkelere göre bir hayli düşük seviyede.Ama Televizyon derseniz,hangi dizi hangi saatte,kim kiminle nerede?,herşeyi biliyoruz.Eve geldiğimiz zaman ilk yaptığımız şey Tv yi açmak oluyor,başka bir şeyle uğraşırken,çocuğumuz ile ilgilenirken,eşimizle bir durum paylaşırken bile bir gözümüz televizyonda.Bu sayede çocuklarımızda TV kültürü ile yetişiyor,yemeklerini bile çizgifilm refakatiyle yiyor,yediğinden birşey anlamıyor.Almanların dediği gibi; "televizyon bir aptal kutusudur". Bu sebeple sürekli onun karşısında vakit geçirmek,sürekli gözümüzü bir yere sabitleyerek,panoramik görüntülerin hükmü altında olmak,bizi unutkanlığa sürüklüyor,televizyon çocuğu bir toplum oluyoruz.
Aslında bildiğini okuyan,karşımızdakinin canına okuyan da bir yanımızda varda, hadi neyse :)
Peygamber Efendimize gelen ilk ayetde de belirtildiği gibi " Oku.Yaradan Rabbinin adıyla oku" mantığınlada özdeşleşmeyen bir hayat yaşıyoruz.Orada bile Yüce ALLAH (c.c.) ın bilgiye,öğrenmeye verdiği önem nasılda yansıtılıyor.Peygamber Efendimizin "ilim Çinde de olsa gidin arayın" sözü adeta bunun devamı niteliğindedir."Bugün gelmeyin,akşam dizi var,yarın müsait değiliz şu program var gelemeyiz" hem aile içi iletişimimizi etkiliyor,hemde toplumdan yavaş yavaş kopuşumuzu resmediyor.
Evimizdeki kitaplığı hınca-hınç dolduruyoruz.Bir hayli kitabımız var diye seviniyoruz.Okuruz diye bol-bol alıyoruz.Daha sonra onu tabir-i caizse SEYREDİYORUZ.Rafında duruyor.Hiç ellemiyoruz.Ama televizyonu hergün OKUYORUZ :)Televizyondan vakit bulupta,kendimizi geliştireceğimiz,bununla devamında ailemizi geliştireceğimiz,hemen arkasından toplumumuzun gelişmesinde önemli payı olan kitap okuma sevgisini alışkanlık haline getiremiyoruz.Yani;KİTABI SEYREDİYORUZ,TELEVİZYONU OKUYORUZ :):):)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder