Biz 90'lı yılların çocuklarıyız.Bizim zamanımızda anne-babalarımızdan ruhsal anlamda eğitim almadığımız ve buna göre yetiştirilmediğimiz için,bizler yüreğimizde yareler ile gelişigüzel bir şekilde büyüdük.Büyüklerimiz yüreklerimizde açtıkları yaraların farkında değillerdi.Çocuk olduğumuzdan derdimizi tam anlamıyla anlatamadığımızdan dolayı,çocuk yetiştirmeyi sabah,öğle,akşam karnını doyurmaktan ibaret olduğunu düşünüp,bu konuda çok iyi olduklarını söylüyorlardı.Tabiki onu dünyaya getirmekle anne,onu ihtiyaçlarını karşılamak ile baba olunmuyor.Bunlar elbette önemli ama,çocuğun duygu dünyasının mükemmel olması yolunda,ruhsal sağılığına dikkat edilmesi parelellik taşıması gerekiyor.
Anne ve babanın çocuk üzerindeki baskısı,sevgisizlik,ilgisizlik çocuğun hızlanmasına neden oluyor.Hızlı konuşan çocukları gördüğümde soruyorum,sonuç hep aynı çıkıyor.Bazen görüyorum,annesi; "çabuk acele et,hadi,hadi,hadi" diyerek çocuğun iki ayağını bir pabuca sokuyor.Çocuğun karar mekanizması ile oyucak gibi oynuyor.Çocuğun ritmi bozuluyor.Çocuğum ayakkabısını giyerken onu büyük bir sabırla,7 dakikada beklesem,bekliyorum.Onun o işi tam olarak duyumsayarak,algılayarak hissetmesini sağladığımı düşünüyorum.Yani çocuk yetiştirme birazda tahammül işi,sabır işi.
3 yaşındaki oğlumu yetiştirirken bu konuda çok dikkat ediyoruz.Bebeklik döneminde,annesinin sürekli yanında olması(çalışmaması) , bakımının (altı kirlendiğinde temizlenmesi, acıktığında emzirilmesi) zamanında yapılması,geceleri uyandığında ışık hızında hemen yanında olması,çocuğumuzun temel güven duygusunun oluşmasını sağladığını düşünüyorum.Bu güven duygusuyla,dış dünyayıda güvenli olarak algıladığını görüyoruz.Küçük yaşlarda,yani 4-5 yaşlarından önce anneden-babadan ayrı çocuk yuvalarına,kreşlere bırakılmış çocuklarda bu konuda sıkıntı olabilir.Bir arkadaşım,eşide çalıştığı için,1 yaşındaki oğlunu kreşe vermek zorunda kaldı.Şu an sorun yok gibi gözüküyor ama,anne kucağından,kokusundan ayrı bir şekilde büyümesini dikkatle izliyor olacağım.Bakalım çocuk kendi sınırlarını nasıl belirleyecek.Güven duygusu nasıl gelişecek.Pedagog Adem GÜNEŞ in de söylediği gibi "Çocuk 4 yaşında doğar" yani kesinlikle bu yaşa kadar annesinden ayrılmaması gerekiyor.Biz konuda doğru hareket ettik.Çünkü benim için çocuğumun matematik öğretmeni olamaması önemli değil.Belki ressam,belki sanatçı,belki tüccar, belki kuaför olacak ama,ruhundaki dinginlik ile insanlara faydalı olacak.Zorla çocuğun kafasından aşağıya matematik dökemezsin ama,sert-kızgın baktığımızda bile incilen çocuğumuzun ruhu ile bir oyun hamuru misali oynayabiliriz.Bu sebeple ruh gelişimi konusunda,çocuğun kendini önemli hissetmesini sağlamalıyız.
Allah herkesi ayrı fıtrat ile yaratmıştır.Çocuklarımızın ağız tadından,bir konuya yaptığı yoruma,merak ettiklerinden,sevdiği kokulara vs.. kadar saygı duymalıyız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder